Bulutlar aralandı, güneş açtı ufuktan
Gelmesi yakınlaştı melekler günler sayar
Âlimlerin hocası gönderilmişti Hakk’tan
Fîzan'da çöl gecesi Nil'de yıldızlar kayar
Yere düştü bir inci müjdelerle âfaktan
Horasan Belh şehrinde açtı arza gözünü
Babası Bahâeddin, anne Mümine Hatun
Bereket doldu semâ Hakk’a döndü özünü
Gökler sevinç içinde şeb-i yeldâ eflatun
Kalbi sevgi aynası yansıtır pâk sözünü
Aydınlatır âlemi, gül çehresi nur sîma
Bilgelikte eşi yok, güneş misâli izi
O âşıkların kutbu, “Kutlu Mürşid” dâima
Kemâle erdi yaşı piri Şems-i Tebrizî
Bilgi denizi berrâk hayat saçarken lem'a
Hoşgörü ırmağında Kevser nur şelâlesi
Kelebek kanadında ipek sim sırmasıyla
Taç yaprağı açılmış ruhun beyaz lâlesi
Zulmete dalanlara sevgi haykırmasıyla
Efsunla billûrlaşmış aşkın neş'e şûlesi
Çatlamış dudaklara âb-ı hayat sunarken
Âşk mihrâbında dönen güle meftûn bülbüldür
Coşar âhenkle kalbi döne döne yanarken
Diken içinde sûzan açan bir güzel güldür
Hâbîb-i Kibriyâ’nın özlemini anarken
Solmayan nâdide gül sevgi olup çağlayan
Edep, ilimden önce; ilmi âmil bir âlim
Dîvân-ı Kebîr yazan Mesnevî'de ağlayan
Gülistanda açan nur ince pâk halim selim
Âşkta ummandır gönlü, yürek teli bağlayan
Güneş zulmeti kovar nurlarını saçarken
” Ne olursan ol yine gel! ” hakikattir yolu.(*)
Hayâ, iman cevheri başında pâk taç varken
Sırrâ erer Mevlânâ yen içindedir kolu
Sevgi tomurcukları gülşeninde açarken
Şahadet kokan güller salınırken enginde
Tuğyanın kıyısında yaslı dünya virândır
Dostluk, sevgi sunulur merhamet ahenginde
Kanatları kırılmış masum canlar perrândır
Kurtuluş reçetesi hoşgörünün renginde
Kürdîli hicazkârda okunurken besteler
Âsumanda gezinir yürek gamlı, derbeder
Ney üflerken Mevlevî kumrular kafesteler
Semâzenler dönerken gönülleri zapt eder
Tülden kanatlarıyla melekler âhesteler
Mevlevî Dergâhı’nda sedâ sunulur ân'a
Peygamberin bağından kopup gelen bir güldür
İnce ferasetiyle gözlerinde bir mâna
Ebu Bekr’e dayanan şecâatli ak tüldür
Bir gül olup gönülde, döner âşkla Mevlânâ
Kefenine bürünmüş coşarken aşkta yelin
Vuslata uzanır yol, şol âleme göçerken
Yüreğin “Şeb-i Ârus”, beyaz duvaklı gelin
Ölümsüzlük iksiri aşk şerbetin içerken
Perdeler kalkar bir bir aralanır engelin
Düğün gecen kuruldu düğünün “kutlu“ olsun
Ukbaya gittiğin an sanma bizden ıraktın
Mevlâ senden hoşnuttur kabrin nur ile dolsun
Sevgi sundun özünden gül sevgisi bıraktın
Sen Hakk'a ulaştıran, marifet tacı yolsun
Fatimâ Hümeyrâ KAVAK
:: موضوعات مرتبط:
Şiirler ,
,
|
امتیاز مطلب : 4
|
تعداد امتیازدهندگان : 1
|
مجموع امتیاز : 1